İhsan Oktay Anar rahmetli pederinden miras kalan evi kostantiniye'nin sapa bir yerinde olduğu için, müşterisi ve geleni gideni az olan bu zâta ahâli, "yedikule kahini" derdi. fazla bir müşterisi olmayan kahinin zaten parada pulda pek o kadar gözü yoktu. çünkü bu mektep medrese görmüş, mürekkep yalamış adam, paradan çok ilmin kendisine değer verirdi. hatta öyle ki, neredeyse gün boyu, filozofların ve kadim alimlerin eserlerini satır satır kıraat eden kâhin, bilgiyi bir nimet kabul ettiği için ramazan ayında sahurdan sonra okumayı bırakır, nefsini bastırarak iftar zamanına kadar elini kitaba sürmez, ancak akşam ezanını işittiği zaman aristatalis'in badu't tabiiyye başlıklı meşhûr eserinden bir bölüm okuyarak orucunu açardı.
RUSYA MÜSLÜMANLARININ MEDRESE VE TAHSİL İŞLERİ
Petersburg’da umur-u mezhebiye müdürü Mehakim-i Şer’iyye-i İslamiye Ravzası’na müracaat ettik: şeriata göre hangi ilimlerin tahsili caiz olduğu, Fünun-u Cedide tahsiline şeriatın mani olup olmadığını sorduk. Medrese programları, şeraid öğretimi ve ilimlerin maddi ve manevi ihtiyaçları hakkında acele
Ne demiş Necip Fazıl : "Bir insanda yok ise edep, neylesin medrese mektep! Okusa alim olsa, yine merkep yine merkep." Yapılan edebsizlik kimse için göz şöleni değil aksine büyük utanç ve eksikliğin belirtisidir...
Atalarımız demiş ki; Eşeğe altın semer vursalar da eşek yine eşektir. Hatta bir de demişler ki; olmayınca haya ve edep, neylesin medrese mektep, kırk yıl okusa nafile, yine merkep yine merkep.